Yazar: Mine AKPINAR
Editör: İlayda ÇELİK
Delil, ceza muhakemesinde bir suçun gerçekten işlenip işlenmediğini ortaya çıkaracak önemli bir kavramdır. Zira yargılamanın gerçekleşmesi için öncelikle suç olan bir fiilin gerçekleşmesi gerekmektedir sonrasında deliller vasıtasıyla fiil tekrar canlandırılarak hâkimin karar vermesi sağlanmaktadır. Bu sebeple, ceza muhakemesinde “delil serbestîsi” ilkesi benimsenmektedir.
Delil serbestîsi ilkesine göre “(1) her şey kanıt olabilir, (2) ilgililer kanıt ileri sürebilir, (3) yargıç kendiliğinden kanıt araştırabilir, (4) kanıt ileri sürmede zaman sınırlaması yoktur, (5) ispat külfeti sanığa yüklenemez, (6) kanıt belirlemede yargıcı bağlayan üstün kanıt yoktur.” Ancak sınırsız, hukuk kurallarına aykırı ve sanık haklarını hiçe sayan yöntemler izlenemez.
Adli mimari; görsel, işitsel ve belgesel delilleri analiz edip olaylar silsilesinin aslına sadık bir üç boyutlu dijital modelini oluşturur. Bu sayede suç olan eylemin gerçekleşme anı canlandırılır. Henüz ceza muhakemesi alanında delil olarak kendini gösterememiş bu yöntemi şu an yalnızca Goldsmiths Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren “Forensic Architecture” ekibi kullanıp geliştirmektedir. Ekibin kurucusu ve direktörü, Britanyalı-İsrailli mimar Eyal Weizman’dır.
Ekip, başlıca misyonlarının araştırma yapmak ve özgül davalara ilişkin delile dayalı sistemler geliştirmek olduğunu söylüyor ve çeşitli sivil toplum kuruluşları ve avukatlarla çalışan bir tür “mimari dedektiflik bürosu” olarak işliyor. Bu ekip aynı zamanda bizlere mimarlığı yalnızca insanların barınma ihtiyacını gidermek için sivil yapılar tasarlayan bir sanat dalı olarak görmemek gerektiğini, gerek hukuk gerekse de hayatın farklı alanlarında bu sanat dalının ne kadar değerli olduğunu gösteriyor.
Forensic Architecture projesi, İngiltere’nin sanat ödülü Turner Prize finalistleri arasında da yer almıştır ve dünyadaki insan hakları ihlallerine ilişkin vakıaların kaynağa dayandırılması ve görselleştirilmesinde son derece yenilikçi yöntemler geliştirdiği için jüri tarafından övgüyle bahsedilmektedir. Adli Mimari çalışmaları ile dosyaların içeriğinde bulunan ve delil olarak kullanılan telefon konuşmaları, ses kayıtları ve tanık ifadelerine dayanarak bu olguları meteoroloji gibi zaman ve mekânın anlık koşullarıyla birleştirilip, eylemin bir bütün halinde canlandırılması için kalan eksikleri sosyal medyadan arayarak bulup çıkardıkları binlerce görüntü ve maddi bulgularla eşleştirilir. “Mekansal analiz yöntemi” de denen bu yöntemle eylem anı yeniden canlandırılmaktadır.
Adli Mimari’nin incelediği en çarpıcı vakıalardan biri de Almanya’nın Kassel şehrinde 2006 yılında vurularak öldürülen 21 yaşındaki Halis Yozgat’ın dosyasıdır. Dosya, polis kayıtlarında kapanmak üzereyken Forensic Architecture tarafından incelemeye alınmış ve elde edilen bulgularla oluşturulan vakıanın tam boy maketi Kassel’de düzenlenen sanat fuarı Documenta’nın 2017 edisyonunda sergilenerek dosyanın seyrini değiştirmiş, kapanmak üzere olan bu dosyaya yeni bir yön vermiştir. Aynı şekilde Forensic Architecture, İsrail’in UNESCO doğal ve kültürel miras olarak tanımladığı Battır Köyü’nden geçirmek istediği duvarın ekolojik ve mekânsal problemlerini; 2011’deki Libya iç savaşının ardından NATO’nun Doğu Akdeniz’de oluşturduğu güvenli kıta sahanlığı bölgesinden geçerek ülkeden kaçan şişme bottaki 77 kişinin nasıl öldüğünü; Suriye’de bombalarla yıkılan bölgeleri de incelemiş ve raporlamıştır.
KAYNAKÇA
http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2015-120-1517 (Şubat 23, 2019)
http://www.arkitera.com/soylesi/345/mimarlik-ve-suc (Şubat 23, 2019)
http://www.e-skop.com/skopbulten/adli-mimarlik-seytan-ayrintida-gizlidir/3764 (Şubat 23, 2019)
https://www.academia.edu/5911649/2012._Adli_Mimarl%C4%B1k_Radikal_gazetesi_Tasar%C4%B1m_eki_say%C4%B1_36_Nisan_sayfa_16 (Şubat 23, 2019)