Yazar: MELİS MENDERES
Avrupa Komisyonu, Facebook, Twitter, Youtube ve Microsoft gibi internet ve bilişim şirketleri ile birlikte 31 Mayıs 2016 tarihinde uluslararası alanda etkili bir protokol imzaladı.
Bu protokolün esas amacı ise ırkçılık ve zenofobi (yabancı düşmanlığı) ile mücadele ederek nefret suçu teşkil eden söylemleri bu platformlardan uzak tutmak olarak özetlenebilir.
Nefret söylemi, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı ile mücadeleye ilişkin Avrupa Birliği’nin (AB) çerçeve kararında tanımlandığı üzere; ırkçılık ya da yabancı düşmanlığının bir görünümü olarak bir kişiye veya gruba karşı ırk, dil, din, cinsiyet ve cinsel yönelim gibi ön yargı doğurabilecek nedenlerden ötürü işlenen genellikle şiddet içeren suçlardır.
Avrupa Komisyonu ve sosyal medya kuruluşlarının ayrıca vurguladığı bir diğer husus ise ifade özgürlüğü hakkının kapsamına ve önemine ilişkindir. Muhakkak ki kişilerin düşünce hürriyeti özel bir koruma kapsamındadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) “Handyside v. the United” kararında da değindiği üzere “İfade özgürlüğü, sadece hoşa giden ya da insanları tedirgin etmeyen veya kayıtsızlıkla karşılanan haber veya fikirler için değil; devleti veya halkın belli bir kesimini inciten, şoke eden haber veya fikirler için de söz konusudur.” fakat nefret söylemi niteliğindeki ifadeler bu korumanın dışında tutulmuştur.
Sosyal platformlarda yayılan nefret söylemleri yalnızca hedef alınan grup ya da bireylere olumsuz etki etmekle kalmıyor aynı zamanda eşitlik prensibine dayalı özgür ve demokratik bir topluma inanan insanlar üzerinde de olumsuz etkiler bırakıyor.
Sosyal medya kuruluşlarının, sosyal platformların yarattığı fırsatlardan istifade edilerek bir nefret suçu mahalli haline getirilmesini önleyici bu tutumu ise bu konuda mücadele eden Avrupa Komisyonu’na ve AB üye devletlerine önemli bir destek teşkil ediyor.
Brüksel Havaalanı’nda 22 Mart’ta gerçekleşen terör saldırısı sonrasında olağanüstü toplanan Avrupa Adalet ve Dışişleri Bakanları Konseyi’nin ortak bildirisinde belirtildiği üzere “Komisyon, sosyal medya kuruluşları ve bilhassa Avrupa Birliği İnternet Forumu ile birlikte çalışarak terörist propagandayı önlemek amacıyla sosyal medyada nefret söylemine karşı Haziran 2016’ya kadar bir çözüm geliştirecektir.”[1]
Avrupa Komisyonu’yla birlikte imzalanan söz konusu protokolün internet şirketlerine ve Komisyon’a yüklediği bazı önemli sorumluluklar:
- İnternet şirketlerinin nefret söylemi içeren içerikleri kaldırma veya erişimi engelleme, ayrıca o sosyal platforma has topluluk kuralları ile şiddeti teşvik eden, nefret içerikli paylaşımların yasaklı olduğunu aydınlatma görevi vardır.
- İnternet şirketleri nefret söylemi niteliğindeki içerikleri platformdan 24 saat içinde kaldırma ya da erişimi engelleme yetkisini kullanabilir.
- İnternet şirketleri ve üye devlet otoriteleri arasındaki iletişimin etkili ve hızlı şekilde işlemesi için şirketler gerekli bilgilendirmeleri yapmalıdır. Bu bilgilendirmeler özellikle erişimi engellenen veya silinen nefret söylemi niteliğindeki içerikler için bilhassa önem teşkil etmektedir.
- İnternet şirketleri, şiddete teşvik eden ve nefret içeren ifade niteliğini taşıyan içeriklerin sınır ölçütlerini belirlemek için çeşitli uzmanlar vasıtasıyla, özellikle sivil toplum kuruşlarının yardımı ile düzenleyeceği toplum kurallarının anlaşılır ve açık nitelikte olmasını sağlayacaktır.
- İnternet şirketleri ve Avrupa Komisyonu, nefret içeren ve ön yargı oluşturan söylemlere karşı bağımsız karşıt düşünceyi savunup; hedeflenen bu girişimde, yeni fikirleri ve yaklaşımları destekleyen eğitici programlar vasıtasıyla eleştirel düşünceye teşvik edecektir.
- İnternet şirketleri, sivil toplum kuruluşları ile arasındaki ilişkiyi, nefret söylemleri ve ön yargılar karşısındaki uygulamalarını iletmek ve nefret karşıtı söylemler için bir kampanya yürütmelerini sağlamak amacıyla yoğunlaştırmalıdır. Avrupa Komisyonu üye devletlerle bu amaçla iş birliği halinde olacak ve sivil toplum örgütlerinin spesifik ihtiyaçlarına ve taleplerine katkıda bulunacaktır.
- Üye devletlerle iş birliği halindeki Avrupa Komisyonu, ilgili sosyal medya şirketleri ve platformlarıyla birlikte bu bildirideki taahhütlerin yerine getirilmesinde etkin rol oynayacaktır.
Kaynakça:
[1]http://ec.europa.eu/justice/fundamental-rights/files/hate_speech_code_of_conduct_en.pdf (Son erişim tarihi: 12 Kasım 2017)
Framework Decision 2008/913/JHA of 28 November 2008 (Son erişim tarihi:7 Mart 2017)