Ali Can ŞANLI
Yayına hazırlayan: İskender İSKENDER
2011 yılında başlayan iç savaşın ardından milyonlarca Suriye vatandaşı şiddetten kaçarak çevre ülkelere göç etmek zorunda kaldı. Kitlesel olarak gerçekleşen göç dalgasına birçok devlet hazırlıksız yakalandı. Özellikle yabancıların hukuki statülerini düzenleyen kanunların daha önce böylesine büyük kitlesel bir alımla karşılaşılmamasından dolayı yetersizliği gündeme geldi. Bu ülkelerin başında Türkiye, Ürdün, Lübnan ve Almanya gelmektedir. Türkiye’de bu ihtiyacın giderilmesi için 2013 yılında yürürlüğe giren 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun Geçici Koruma başlıklı 91. Maddesinin ikinci fıkrası gereğince 2014/6883 sayılı Geçici Koruma Yönetmeliği çıkartılmıştır.
Yabancı Kimdir?
- a) Yabancı: YUKK 3. Maddesinin (ü) bendine göre “Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişiyi ifade eder” denilmiştir. Hukukumuzda yabancı kapsamına vatansızlar, mülteciler, şartlı mülteciler, ikincil koruma statüsünden yararlananlar, geçici korumadan yararlananlar ve göçmenler girmektedir.
- b) Vatansızlar: Hiçbir devlete vatandaşlık bağıyla bağlı bulunmayan kişilerdir.
- c) Mülteci: Avrupa ülkelerinde meydana gelen olaylar nedeniyle; ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancıya veya bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen fiili olarak vatansız kişidir.
- d) Şartlı Mülteci: Mülteci olma şartlarını sağlayan ancak Avrupa dışındaki ülkelerden gelen ve güvenilir üçüncü ülkeye yerleştirilinceye kadar Türkiye’de kalmasına izin verilen kimsedir.
- e) İkincil Koruma Statüsü Sahipleri: Mülteci veya şartlı mülteci olarak nitelendirilemeyen, ancak menşe ülkesine veya ikamet ülkesine geri gönderildiği takdirde;
– Ölüm cezasına mahkûm olacak veya ölüm cezası infaz edilecek,
– İşkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacak,
– Uluslararası veya ülke genelindeki silahlı çatışma durumlarında, ayrım gözetmeyen şiddet hareketleri nedeniyle şahsına yönelik ciddi tehditle karşılaşacak, olması nedeniyle menşe ülkesinin veya ikamet ülkesinin korumasından yararlanamayan veya söz konusu tehdit nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancı ya da de facto vatansız kişilerdir.
- f) Geçici Korumadan Yararlananlar: Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılardır.
- g) Göçmen: Hem maddi ve sosyal durumlarını iyileştirmek hem de kendileri veya ailelerinin gelecekten beklentilerini arttırmak için başka bir ülkeye veya bölgeye göç eden kişi ve aile fertlerini kapsamaktadır. İhtiyari olarak gerçekleşmektedir. 5543 sayılı İskân Kanunu’nda “Türk soyundan ve Türk kültürüne bağlı olup, yerleşmek amacıyla tek başına veya toplu halde Türkiye’ye gelip bu kanun gereğince kabul olunanlardır.” diye tanımlanmıştır.
Suriyelilerin Statüsü Nedir?
Acil ve geçici bir korunma talebiyle kitlesel bir dalga ile Türkiye’ye gelen Suriyelilerin geçici koruma kapsamında değerlendirildiği ve 2014 yılında yürürlüğe giren Geçici Koruma Yönetmeliği’ne tabi oldukları söylenmelidir. Ancak yönetmeliğin 8. maddesinin 2. fıkrasında “Geçici koruma, Bakanlar Kurulu tarafından aksi kararlaştırılmadıkça, geçici koruma ilanının geçerliliğinden önce, geçici koruma ilanına esas teşkil eden olayların olduğu ülkeden veya bölgeden ülkemize gelmiş olanları kapsamaz.” denilmiştir. Buna göre 2011 ve 2014 arasında ülkeye giriş yapanların bireysel durumlarına ve başvuru şekillerine göre başka bir statüde değerlendirilmesi mümkündür. Geçici Koruma kapsamına alınan kimselerin uzun süreli kalma maksatlı geldikleri söylenemez. Acil ve geçici korumayı gerektiren şartların ortadan kalkması halinde menşe ülkeye ya da üçüncü bir ülkeye gönderilmeleri gerekir.
Vatandaşlık Verilmesi
Geçici korumadan yararlananlara Geçici Koruma Kimlik Belgesi verilmektedir. Bu belgenin içeriği Yönetmelik’in 25. maddesinde “Geçici koruma kimlik belgesi, Türkiye’de kalış hakkı sağlar. Ancak bu belge Kanunda düzenlenen ikamet izni veya ikamet izni yerine geçen belgelere eşdeğer sayılmaz, uzun dönem ikamet iznine geçiş hakkı tanımaz, süresi ikamet izni toplamında dikkate alınmaz ve sahibine Türk vatandaşlığına başvuru hakkı sağlamaz.” şeklinde belirlenmiştir. Bu halde Yönetmelik’e tabi Suriyelilerin mevcut kimlik belgesiyle vatandaşlık kazanması mümkün değildir. Ancak bu yönde bir politika izlenmek istenirse İskân Kanunu’ndaki göçmen statüsüne alınarak bir kısım Suriyelinin vatandaşlık kazanması mümkündür. Ayrıca Yönetmelik’in yürürlüğe girmesinden önce giriş yapmış kendisine şartlı mülteci veya ikincil koruma statüsü tanınan Suriyelilerin mevcut Vatandaşlık Kanunu, diğer şartları taşımak kaydıyla, Türkiye’de beş yıl ikamet eden yabancıların vatandaşlık başvurusu yapabileceğini öngören hükmü gereğince vatandaşlık başvurusu yapması mümkündür.
Türkiye sınırları içinde Suriyeli ana-babadan doğan çocukların vatandaşlık durumu ayrıca incelenmelidir. Vatandaşlık Kanunu’nda doğum yeri başlığı ile düzenlenen maddeden Türkiye’de doğmuş ve ana-babasından dolayı herhangi bir ülkenin vatandaşlığını kazanamamış kimselerin Türk vatandaşı olduğu anlaşılmaktadır. Bu şartları sağlayan bir çocuğa ilgili kanun hükmü gereğince vatandaşlık verilmesi mümkündür.
Kaynaklar:
Kaya, İbrahim /Yılmaz Eren, Esra; TÜRKİYE’DEKİ SURİYELİLERİN HUKUKİ DURUMU I. Baskı İstanbul 2015